HAYATA DOKUNAN ÇİZİMLER ONUN ELİNDEN ÇIKIYOR
Alman Filozof Nietzsche der ki; “Büyüklerin tümü, büyük işçiydiler; sadece buluş yapmaktan değil, geri çevirmekten, elemekten, yeniden biçimlendirmekten ve düzenlemekten de yorulmuyorlardı.” 14 yıldır sebat ve rasyonelliğin kılavuzunda ürünler tasarlayan Endüstri Ürünleri Tasarımcısı Mete Mordağ da bu cümlenin peşinde ilerliyor. İstisnasız güzelliğin izini sürerek, hayatımıza dokunan ürünler tasarlıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden mezun olan Mete Mordağ’ın kağıt kalemle olan macerası çok erken yaşlarda başladı. Aile üyelerinde gördüğü çizimler onun hayatını şekillendirdi. Her ne kadar matematik ve fiziğe ilgisi olsa da ufacık bir kurşun kalemle başlayan o tanışıklık üniversiteye geldiğinde fırçaları ve kocaman çizimleri içeren vazgeçilmez bir tutkuya dönüştü. Hayatının kalanında pozitif bilimleri de çizimleri de bir hobi olarak arka planda tutamayacağını anladığında ise “Bunlar nasıl bir araya gelir?” sorusunun cevabı olarak endüstriyel tasarım karşısına çıktı. Ardından 26 saatlik bir uçuş ile Sydney’e gitti ve sonraki iki yıl boyunca New South Wales Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım yüksek lisans eğitim aldı. 2005’te İstanbul’a döndü. 2007’den bu yana teknoloji ürünleri, ev gereçleri, mutfak eşyaları, aksesuar, mobilya, dalış ekipmanları, mimari donatılar, yapı sektörü gibi çok farklı sektörlerden markalar için kalıcı tasarımlar üzerinde çalışıyor.
İstisnasız güzelliğin izinde...
Peki Mete Mordağ neler tasarlıyor, nelerden ilham alıyor? Şöyle anlatıyor yolculuğunu: “Benim için evren estetikteki büyük uzmanlığını kanıtlamıştır, çünkü yaradılışa olan mantıksal yaklaşımı kusursuzdur. Ortaya koyduğu “istisnasız güzelliğin” ardındaki her bir kıvrımın, bağlantının, ölçünün çok net sebepleri vardır. Müziğin, rengin, formun, her birinin doğruya ve güzele yönlendiren bir matematiği vardır. Tasarım kendi özgün alanında bu matematiği öğrenmek ve bunu icra etmekle yükümlüdür. Bu anlamda o, rasyonel sanat olarak adlandırdığım bu yaklaşım üzerinden “istisnasız güzellik” peşinde koşup duruyorum. Kalem kâğıttan önce söz konusu ürün veya fonksiyonun çağrıştırdığı her türlü kelimeyi, görseli ve yazıyı inceliyorum. Bunlardan herhangi bir tanesinin önüme çıkardığı formlar, fikirler projeyi inanılmaz yönlere çekebiliyor. Tasarımında su teması işlenmesi gereken bir koltuk için kalem kâğıttan önce, suya objeler batırıp suyun üzerinde oluşan yüzeyleri fotoğraflamaya başlıyorum. Bir çorba kâsesi tasarımı, çorbanın tarihçesini okumakla, “soup” kelimesinin epistemolojik kökenini araştırmak ile başlıyor. Ardından kendimi ekmek dilimlerinin üzerine kaynar sular akıtırken buluyorum. Bu biçim arama teknikleri söz konusu ürüne kazandırdığı yaratım süreci hikâyesi ile ürünün pazarlama ve lansman çalışmalarına da önemli katkıda bulunuyor.”
Tasarım olmazsa olmaz…
Günlük hayatımızın her anında bize eşlik eden, hayatımızı kolaylaştıran her türlü ürün veya ürün parçaları aslında endüstriyel tasarım ürünü. Su içtiğimiz bardak, klavyemiz, sandalyemiz, arabamız, trafik levhaları, saatimiz, termometre, oyuncaklar, gözlüğümüz, çantamız… Farkında olmasak da hayatımıza her yönden güzellik katan, yaşamımızı kolaylaştıran tasarımlar sadece görünümleriyle bu işlevi gerçekleştirmiyorlar, daha doğrusu görünümleri yaşamımıza sadece estetik bir katkı değil, fonksiyonellik, kullanım kolaylığı, ergonomi gibi unsurları da taşıyor. Mete Mordağ için iyi tasarım, iyi mühendislik ve iyi pazarlama ile sentezlendiğinde ortaya başarılı bir ürün çıkıyor. Bu üçünü birbirinden ayrı düşünmek imkânsız. İyi fikri düşünmek, tasarlamak, uygulamak ve pazarlamak zorundasınız. Ar-Ge süreçlerinde ve sonrasında ürünün pazara sunumunda endüstriyel tasarımın oluşturduğu teknik ve görsel altyapının önemli bir payı var. Tasarım sürecinde ürüne ait parça sayısını azaltmak, teknik detayları basitleştirmek hem uygulama sürecini hızlandırıyor hem de ürünün etiket fiyatına doğrudan yansıyarak marka ve kullanıcı için büyük bir artı değer oluşturuyor. İster teknoloji ister kozmetik odaklı olsun her sektörde tasarım artık olmazsa olmaz.
Başarının sırrı: Sebat ve rasyonellik
Mordağ’ın kariyerindeki iki kılavuzundan biri sebat. Mordağ için birçok iş dalında olduğu gibi yaratıcı sanatlarda başarının yolu da iyiye ulaşana kadar sabırla tekrar, tekrar denemekten geçiyor. Bu anlamda ‘ilhamı beklemek’ durumunun bir bahaneden ibaret olduğunu düşünüyor. Yaratma sürecini edilgen değil son derece aktif bir süreç olarak tanımlıyor.
İkinci kılavuzu ise rasyonalizm. Tasarım sürecinde aldığı her kararın açık ve rasyonel bir nedeni olması kendisi için çok önemli. Bu anlamda işini rasyonel sanat olarak adlandırmayı yerinde buluyor. “İyi bir tasarıma baktığınızda, üzerindeki her detayın net sebeplerini görebilirsiniz” diyen Mordağ şöyle devam ediyor: “Ürüne eklenen veya ondan silinen çizgiler onu daha ergonomik, daha hafif, daha pratik veya daha hidrodinamik yapabilmek adına olmuştur. Her tasarım projesinde de önünüze çıkan soruları geometri, fizik ve malzeme üzerinden çözmeye çalışıyorsunuz. Cevaplarınız doğru ise sonucun görsel açıdan taşıdığı o şaşırtıcı güzellik de tasarımınızın en güzel süsü oluyor. Bu sebeple bir objenin iyi veya kötü görünmekten ziyade doğru veya yanlış göründüğüne inanırım.”
Tasarruf, kolaylık ve işlevsellik
2007 yılından bu yana teknoloji ürünleri, ev gereçleri, mutfak eşyaları, aksesuar, mobilya, dalış ekipmanları, mimari donatılar, yapı sektörü gibi çok farklı sektörlerden markalar için tasarlayan Mordağ 100’ün üzerinde ürün tasarladı ve bu ürünler 30’un üzerinde ülkede kullanıcılarına ulaşıyor. Bu geniş ürün yelpazesine altı farklı sektörden ödüller geldi. Yine bu projelerin arasından 25’in üstünde patentli ürün ve fikir çıktı ki bunu kalemin mühendislik tarafına borçlu olduğunu söylemek mümkün.
İnovasyonun yanında kalemin sadece özgün estetik üzerinden yaratılabildiği katma değere Plastart için tasarladığı Gördes ev-banyo seti oldukça iyi bir örnek. Ürünlerin üzerindeki ortak doku detaylandırması, Ege Bölgesi'nin Gördes kazasında doğmuş ve dünya halı dokumacılığı literatüründe “Türk düğümü” olarak bilinen düğümden geliyor. Setin ilk iki parçası olan çamaşır sepeti ve selesi lanse edildiği Almanya Ambiente Fuarı’nda 5 milyon sipariş toplayarak bir rekora imza attı.
Asteknik için tasarladığı, dünyada patentli AsProfil dilatasyon sistemi ise inovasyonun gücüne çok güzel bir örnek. Özel kesit tasarımları sayesinde piyasadaki standart bir dilatasyon profiline kıyasla yüzde 15 daha az alüminyum kullanıyor. Sadece orta büyüklükte bir AVM projesi için 3 ton alüminyuma denk gelen bu tasarruf, geçtiğimiz 10 yılda markaya yapı ihalelerinde inanılmaz avantajlar sağladı.
Bella plastik rezervuar sisteminin patentli boyun yapısı sektörün yıllardır ortak problemi olan üretim sonrası kapak uyum problemlerini tamamen ortadan kaldırdı. Bugün plastik rezervuar pazarındaki en önemli patentlerden biri olan bu detaylandırma, boyunluk parçası sayesinde aynı zamanda ürün üzerinde farklı renk kombinasyonları oluşturulmasına izin veriyor. Bu özelliği Bella’ya iyi tasarım ödülü kazandırırken, Nova markasının pazara görsel anlamda da bir ilki sunmasını sağladı.
YGA (Young Guru Academy) ve Vestel mühendisleri tarafından görme engelliler için geliştirilen dünyanın en akıllı bastonu WeWALK’un endüstriyel tasarımının altındaki imza Mordağ için her zaman büyük bir gurur kaynağı! Engel algılama, telefon entegrasyonu, açık kaynak platform gibi devrimsel özelliklere sahip WeWALK, geçtiğimiz Mayıs ayında görme engelli kullanıcılarla buluştu. Amerika’nın inovasyon alanındaki en prestijli ödüllerinden biri olan Edison Altın Ödülü’ne sahip olan WeWALK, Google Haritalar ve Alexa sesli asistanla entegre çalışıyor. USB girişinden şarj edilebilen batarya, engelleri algılayan ultrasonik sensör, titreşimli uyarı motorlarının yanında, dokunmatik yüzeyi ve bluetooth bağlantısı sayesinde görme engellilerin telefonlarını ellerine almadan kullanabilmesini sağlıyor.
4 farklı sektör, 4 ödül
Mordağ başarılı kariyerine pek çok ödül sığdırdı. En son bu yıl sekizincisi düzenlenen Design Turkey 2019 etkinliği kapsamında yer alan Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde elektronik, ev-yaşam, aydınlatma, yapı-inşaat ve mutfak sektörlerindeki ürünleriyle 4 “İyi Tasarım Ödülü”nü birden kazanarak bir rekora imza attı. Ticaret Bakanlığı koordinasyonu ile Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde, Türkiye'nin tasarımla markalaşmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen Design Turkey, 100'den fazla konuşmacı, 150'nin üzerinde tasarımcı, 34 panel ve konferans ile sanayici, akademisyen, öğrenci ve binlerce izleyiciyi bir araya getirdi. Mete Mordağ, Miops için tasarladığı, Kickstarter’da 600 bin dolar ile fonlanan Capsule360 kamera hareket kutusu, Palmiye için tasarladığı biyoklimatik pergola sistemi Skyroof Prestige, Kayalar Mutfak için tasarladığı 750’lik ve 900’lük serileri ile endüstriyel mutfaklar için geliştirilmiş patentli modüler pişirme grubu Pole ve Redon Teknoloji için tasarladığı dişçi klinik ve laboratuvarları için geliştirilmiş, segmentinin en hızlı Hybrid CNC Ünitesi ile dört ödülü birden evine götürdü. Bu başarının ardında da özgün tasarımın önemine vurgu yapıyor.
“Tasarımda aşama kaydettik”
Tasarımlarıyla dünyada etki yaratan biri olan Mordağ Türkiye’nin, özgün tasarım ve iyi fikir üretmede düşündüğümüzden çok daha iyi bir noktada olduğunu söylüyor. Haksız da sayılmaz. Türkiye son 25 yılda bu konuda önemli bir aşama kaydetti. Endüstriyel tasarım tescil sayılarında ilk 20 ülkenin 1980-2017 yılları arasındaki gelişimine bakıldığında Türkiye’nin 1995 yılında sıralamaya girdiğini görüyoruz. Bu süreçten sonra da yükselişi devam ediyor. 2008 yılına gelindiğinde Türkiye, İngiltere, Almanya, Rusya gibi ülkeleri geride bırakarak; Çin, Japonya ve Amerika’nın dahil olduğu ilk beş ülke arasında yerini alıyor. Tasarım ve fikir üretmede oldukça iyi bir noktada olduğumuzu söyleyen Mordağ şöyle devam ediyor: “Ancak endüstriyel tasarım tamlamasındaki endüstriyel kelimesinin kesinlikle altı çizilmeli. Bu şekilde bakıldığında Türkiye’nin biraz daha yol kat etmesi gerekiyor. Yurt dışı pazarı ürün geliştirme süreçlerinde, endüstriyel tasarımın ne şekilde kullanılması gerektiği konusunda oldukça deneyimli. Bu deneyim, markalarının piyasaya sunduğu değerde tasarımın vazgeçilmez bir parametre olduğunu daha önce fark etmiş olmalarından kaynaklanmakta aslında. Tasarımcıya verilmesi gereken brief’in kapsamı, pazarlama takımının kavramsal tasarım sürecini ne şekilde yönetmesi gerektiği, ardından ulaşılan estetik ve yenilikçi özelliklerin üretici ile çalışılması konusundaki tecrübeleri Türkiye’ye kıyasla daha ötede. Bu sebeple ürün geliştirme süreçleri daha verimli ve hızlı ilerliyor. Ama bu bir evrimleşme süreci. Türkiye’nin önümüzdeki beş- altı yıl içerisinde rahatlıkla bu eşiğe ulaşıp geçebileceğine inanıyorum. Fikirlerimiz ve hayal gücümüzle dünyada ilk 10’a oynayabilecek potansiyele sahibiz. Bu fikirleri hayata geçirmek ve mevcut piyasa koşullarında katma değer yaratacak hale getirebilmek derseniz, ilk 50 çok yanlış bir tahmin olmazdı sanırım.”